No image

Yıllar yılı Avrupa’ya ve İstanbul takımlarına kök söktüren Göztepe’nin tekrar Süper Lig’e çıkışı, ‘efsane geri döndü’ ifadesinin hiç şüphesiz ki ete kemiğe bürünmüş hali olsa gerek.

BURAK CİLASUN / BEN HABER

Göztepe’nin 14 yıl aradan sonra Süper Lig’e çıkmasıyla birlikte İzmir’de haklı bir bayram havası esiyor. Neredeyse kırk gün kırk gece mukabilinden bir kutlama programı varken ve özellikle kulübün köklerini temsil eden Güzelyalı’da yer gök sarı kırmızıyken, ben de şampiyonluk hikayesinin peşine düşüp rotamı, tutkuyla bağlı olduğum kulüp binasına çevirdim. Kulüpte bir araya geldiğimiz Göztepe Başkan Vekili Talat Papatya hem şampiyonluğu anlattı, hem de geleceğe dair dikkat çekici tüyolar verdi.

Sezon başında Süper Lig inancınız ne durumdaydı?

Kendi açımdan söylemem gerekirse yüzde yüz inanıyordum. Zaten yönetimimiz bugüne kadar koyduğu tüm hedefleri, takvim kazası yaşamadan başardı. Bunu da başaracağımızı biliyorduk. Özellikle de Sivasspor maçından itibaren çok özel bir yere gitmediysem hep Göztepe tişörtü giydim. İnanmışlığın belki en çok azaldığı dönemde dahi inanıyordum. Futbolcularımızla, hocamızla görüştüğümüzde de bunu görebiliyordum.

Tişört biraz totem miydi?

Totem değil de aslında kötü günlerde bile inandığımızı göstermekti. İnsanların kuyruklarını sıkıştırıp çekildikleri dönemde giydik biz bu tişörtleri. Sonrasında da şampiyonluk sonrası beni kimse çok ortada görmemiştir. Önemli olan o dönemde dolaşmaktı.

Ligin kırılma anı neydi peki sizce?

Bence kesinlikle Mersin İdmanyurdu maçıydı. 4-0 önde olduğumuz maçı 4-4’e getirdiler ama bardağın dolu tarafından bakmak lazım. Deplasmanda 6 gol atan bir takımımız vardı sonuçta orada. Düşmesi kesinleşmiş bir rakipten 4 gol yiyorsun ve yine de maçı kazanmayı başarıyorsun. O yüzden bu bir kırılma anıydı.

Bornova Stadı’nın şampiyonluğa etkisi neydi? Atatürk Stadı’nda aynı başarı yakalanır mıydı?

Bornova Stadı’nın etkisini çok net bir şekilde gördük. Görsellik ve maçtan alınan keyif yüksekti. Taraftarımıza bir kere çok teşekkür ediyorum. Takımımız ufak tefek cezaların dışında orada ceza almadı. Bu bizim için çok olumlu bir gelişmeydi. Atatürk Stadı’nda olsaydık varsayımsal konuşmak istemiyorum ama bu atmosferin geçen senelerde etkisi yoktu diye düşünüyorum. Yeri gelmişken iyi bir Göztepeli olan Olgun Başkan başta olmak üzere Stat Müdürü Elif Can’dan tutun da tüm ekibe teşekkür ediyorum.

Göztepe’nin şampiyonluğu bürokrasi ve siyaseti de yeniden sporda buluşturdu. Bu kenetlenme sürdürülebilir mi?

Başımızda Mehmet Sepil gibi spora ve İzmir’e hizmet etmekten başka gayesi olmayan biri olduğu sürece bu devam eder. Çünkü Mehmet Sepil’in samimiyetine herkes inandı ve hiçbir ticari yahut politik beklentisi olmadığını herkes anladı. Bu böyle olduğu sürece destekler de sürecektir.

Final maçında Jahovic’in golü öncesi ‘Acaba’ dediğiniz oldu mu?

İnan ki olmadı. Çünkü maçın epey bir uzayacağı belli olduğu için inancı hiç kaybetmedim. Federasyon yetkilileri vs. çeşitli insanlarla konuşurken maç öncesi “Kim şampiyon gibi çıkarsa maçı o kazanır.” demişlerdi. Göztepe sahaya öyle bir çıktı ki “Şampiyonluk hayırlı olsun” dediler.

Finalde yöneticiler, futbolcular ve taraftarlar arasında tam bir psikolojik savaş vardı. Sizce taraftarın rolü neydi?

Taraftarımız sadece Antalya’da değil, tüm sezon boyunca çıktığımız her maçta o savaşa 1-0 önde başlamamızı sağladı. Deplasmanlar da dahil olmak üzere taraftarımız her zaman üstüne düşeni tam olarak yaptı. Tabii bu futbol ve örneğin o son penaltımız gol olmasaydı çok daha farklı şeyler konuşuyor olabilirdik. İlahi bir adalet varsa o adaletin bizi taşıyacağına inanıyordum. Tüm Türkiye’den dua ve enerjilerin bizimle birlikte olduğunu hissediyorduk. İzmir’de uyuyan hücrelerin uyanacağını biliyorduk ama Türkiye çapında büyük bir ilgi oluştu. Mesela İstanbul Maltepe Belediye Başkanı başarı dileğiyle birlikte Göztepe bayrağı astırmış. Açtım internetten İzmir ile ilişkisine baktım ama Tunceli Pülümürlüymüş. İşte Göztepe’nin farkı da bu. Bütün Türkiye’de insanlar bizim çıkmamızı istiyordu. Yine de kalben söylüyorum, Eskişehir’in de bizimle birlikte çıkmasını isterdim. Onlar da taraftarıyla camiasıyla hak etti ama sonuçta ikiden bir olacaktı ve önce can sonra canan demişler.

Göztepe Süper Lig’e, Süper Lig Göztepe’ye ne katacak?

Göztepe Süper Lig’e mutlaka heyecan, coşku ve rekabet katacak. Süper Lig’in Göztepe’ye katacaklarınıysa yaşayarak göreceğiz. Göztepe’nin Süper Lig’e katacakları muhakkak daha fazla olacaktır çünkü Göztepe zaten kurumsallığıyla, taraftarıyla, duruşuyla zaten süperdi.

İstanbul takımları İzmir’e geldiklerinde tribün paylaşımı nasıl olacak?

Bırakın İstanbul takımlarını, dünyanın en büyük kulübü de gelse Göztepe’nin kuralları bellidir. Bugüne kadar kim nerede oturduysa yine orada otururlar. Bornova’da oynarsak 300 kişilik bir kontenjanları olacak. Geleneği sürdüreceğiz.

Bedri Baykam dahi Göztepe’yi Yılmaz Vural hakkında vefasızlıkla suçladı. Nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bedri Baykam, Yılmaz Vural’ın çok yakın dostudur. O yüzden Bedri Baykam’ın eleştirilerini bir entelektüel eleştiri olarak değil de bir arkadaş koruması olarak algıladım. Bu iş her zaman vefayla ölçülmemeli. Yılmaz Hoca benim çok eski dostumdur ve kendisine bir kez daha kalben çok teşekkür ediyorum. Bazen iki taraf da bazı şeyleri istese de orta yol bulunamaz. Bu da futbolun doğasında olan bir şey.

Kurumsallaşmada hedeflere ulaşıldı mı?

Kriterimiz Türkiye ortalamasıysa, biz ortalamanın çok çok üstündeyiz. Kriterimiz Mehmet Sepil’in vizyonu ve gönlümüzden geçenlerse, o zaman daha alacağımız epey yolumuz var.

İzmir iş dünyasından destek alınması adına kulüp yönetiminde işadamları görebilir miyiz?

Ortada bir sevdanız varsa ve ona destek vermek istiyorsanız illa yönetimde olmanıza gerek yok. Örneğin en son Mustafa Güres inisiyatif alarak İZSİAD ile bizi buluşturdu ve İZSİAD 350 bin liralık bir şampiyonluk primiyle kulübümüze destek sağladı. EGİAD ile yine görüşmeler oldu. İzmir’in ileri gelenlerinde Süper Lig’e çıkmış bir Göztepe’ye destek olma arzusu var. Bunun ne kadar gerçek olacağını hep birlikte göreceğiz. Mesela Aziz Kocaoğlu, Torbalı’daki tesisimizin masraflarının yarısına katkı sözü verdi ve buradaki tesislerimizin inşa çalışmaları çok kısa zamanda başlayacak. Kendisine de çok teşekkür ediyoruzBurada amaç uzun vadede kulübün kimseye ihtiyaç duymadan kalıcı gelirlere sahip bir şekilde yoluna devam etmesi. Bunu başarırsak zaten başarının gelmemesi mümkün değil.

Mağaza satışlarından memnun musunuz?

Göreceli olarak hem memnunuz, hem de değiliz. Taraftarlarımız diğer Anadolu kulüplerinin hiçbirinde olmadığı kadar lisanslı ürün kullanmada hassaslar ama mağaza konusunda belki de yeterli fiziki şartlarımız olmadığı için eksiklerimiz olabilir. 3 yıldır yükseliyoruz ve dinamiklerimizi ona göre programlamamız lazım. İşin özeti Göztepe’nin yapılanma yerinin Süper Lig olduğudur. Stadımız bitince altındaki mağazamız zaten amiral gemimiz olacak. Satışlarda şampiyonluğun da etkisi oldu. Taraftarlarımız adeta mağazalarımızı boşalttı. Şimdi yeni sezon formalarımız gelecek.

Saha dışında sizi etkileyen bir şey oldu mu sezon içinde? 

1-0 yenildiğimiz Malatya maçından sonra Malatya Başkanı sağ olsun bizi havalimanına kadar uğurladı. Yanında 9 yaşında oğlu da vardı. Eskişehir maçından sonra Malatya Başkanı tebrik için aradığında, “Yanımızda Eskişehirliler vardı ama oğlum 90 dakika boyunca sizin için bildiği tüm duaları okudu. Hatta Eskişehirli dostlarımıza ayıp olacağını söylediğimde bile hiç oralı olmadı.” dedi. Bizi rakip olarak tanıyan o minik kardeşimizin kalbi Göztepe ile attıysa bu bizi mutlu eder. Zaten her gittiğimiz yerde insanlar efsane kadromuzu ezbere sayıyor.


Share Now

Related Post

Leave us a reply

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.